SORU:
Sa iyi akşamlar abi. Benim sorum 3 yaşındaki oğlumla ilgili
olacaktı. 8 aydır kamp ve heimde kalıyoruz. Oğlum 5 aydır da kindergartena
gidiyor. Şunu fak ettim ki kreşe düzenli gittiği zaman (hasta vs. olup da 1
haftalık aralar) kekeleme sorunu yaşıyoruz. Ancak ara verip gitmediği zamanlar
sıkıntı yaşamıyor. (Kindergartena gittiği zaman evde kekemelik yaşıyor,
gitmediği zaman yaşamıyor.)
Kindergartena istekli gidiyor. Çok nadir uykusuzluk vs.
durumlarında istemediği oluyor. Öğretmenlerle görüştüğümde her şey yolunda,
arkadaşlarıyla oynayabiliyor, anlaşabiliyor dediler. Ek olarak bu süreçte
tuvalet alışkanlığı da kazandı tamamen bıraktı bezi.
Teşekkür ederim şimdiden.
CEVAP:
2-4 YAŞ ARASI ÇOCUKLARIN ANİ DUYGUSAL TRAVMALARA MARUZ
KALMASI
Çocuklardaki ani duygusal değişikliklerin, konuşmalarında
kekemelik oluşturduğu uzun zamandır bilinmektedir. Kekemelik dil ve konuşma
gelişimi evresindeki her yüz çocuktan 4’ünü etkileyen, yaygın bir sorundur.
Kekemeliğin en fazla geliştiği dönem olan 3-4 yaşlarında,
çocuklar nörolojik, motor, bilişsel ve duygusal olarak atak içerisine girerler.
Pek çok çocuğun bu dönemde konuşmaları bozulabilir. Çünkü çocuklar yeni
kelimeler öğrenmekte, bunları birleştirmekte, anlamaları ve konuşmaları
gelişmektedir. Bu yüzden konuşmalarının bozulması söz konusudur. Bu durumda
yani konuşma bozulduğunda, dil öğrenim baskısını azaltmak ve özellikle bir
şeyler öğretmemek gerekir. Çocuğun öğrenmesi durmayacaktır ama daha rahat bir
aşamada seyredecektir. Konuşma düzeldikten sonra tekrar bu öğretim
aktivitelerine geçilebilir.
Kekemelikle birlikte çocuğunuzda utangaçlık (özellikle
konuşma bozulduğunda ortaya çıkan utangaçlık), güvensizlik, sinirliliğe işaret
eden alışkanlıklar (yatak ıslatma, tırnak yeme veya aşırı hareketlilik gibi),
zayıf sosyal beceriler, depresyon ve kronik üzüntü, sürekli kaygı hali var ise
mutlaka psikolog, konuşma uzmanı veya psikiyatriste baş vurmalısınız. Çözüm bu
meslek gruplarının ortak çalışmasıyla bulunabilmektedir.
Çocuğunuzda Kekemeliği Tetikleyen Olası Nedenler
- Kardeş
doğumu ve çocuğun evdeki konumunun sarsılması.
- Çocuğunuza
uyguladığınız disiplindeki aşırı değişiklik.
- Yuvaya
başlama ve aynı zamanda anne ve babanın onun yokluğundan memnun olduklarını
duyma veya hissetme.
- Aile
huzursuzlukları ve boşanmaların olması.
- Çocuğu
baskı altında tutan veya alay eden daha büyük bir kardeşin veya arkadaşın
varlığı
- Olası
sevgisizlik ve ilgisizlik hali.
Örneğin; çocuk yaşının ve dil becerisinin üstünde olan kelimeler
ve cümleler kullanmak istediğinde; yabancı bir dil öğrendiğinde; evde konuşulan
dilin dışında bir dil öğrendiğinde; (bir arkadaşımızı 2 yıl Muş ilinde
çalıştığını ve evde sürekli akıcı bir şekilde Kürtçe konuşup okulda ve dışarıda
Türkçe konuşurken kekeleyen pek çok öğrencisi olduğunu belirtmiştir), başkaları
ile konuşma yarışına girdiğinde stres oluşabilir.
Akıcılığı etkileyen faktörlerden bir tanesi de çocuğun ve
çevresinin konuşmalarının hızıdır. Genellikle çocuklar, yetişkinin konuşma
hızını yakalamak için hızlı konuşur. Çocuklar konuşurken acele ettiklerinde,
özellikle 2 veya 3 veya 4 yaşlarında iseler, tekrarlar ve duraklamalar
yapabilirler. Çünkü dil-dudak ve çeneleri o kadar hızlı koordinasyon yapamaz.
Çocuklar hızlı konuşmayı öğrendikten sonra bu konuşmayı yavaşlatmak daha
zordur. Eğer kendi konuşmamızın hızını azaltırsak, böylece çocukta bunu
öğrenecektir. Anne ve babanın çocuğa acele etmemesini ve onu dinleyecek
zamanları olduğunu söylemeleri yararlı olur. Ama asla çocuğa yavaş konuş dememek
gerekir çünkü bu çocuğa, konuşurken yanlış bir şey yapıyor fikrini verir. Bu
yüzden çocuğun konuşma kasları gerginleşebilir veya konuşmamayı seçebilir. Eğer
çocuk bir cümlede takılmış ise bunu basit olarak ona düzgün şekilde eko yapmak
ve takılmalara dikkat çekmemek gerekir.
Sevdiklerinizle hep bir arada mutluluk dolu günler dileriz.
Psikolojik Destek Ekibi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.