31 Mart 2019 Pazar

Hocam ben mutlu olmayı beceremiyorum. Güzel bir işim, öğrencilerim, annem babam arkadaşlarım var... Bunlara sahip olmama rağmen içimde hep bir negatiflik var

SORU:
Merhabalar hocam. O yoğunlukta benim mesajımı ne zaman okursunuz bilemiyorum ama bir umut gönderdim mesajımı:)
     Hocam ben mutlu olmayı beceremiyorum. Güzel bir işim, öğrencilerim, annem babam arkadaşlarım var... Bunlara sahip olmama rağmen içimde hep bir negatiflik var. Çevremde bundan etkileniyor " bizimde psikolojimizi bozuyorsun" diyorlar. Çok utangaç, çekingen bir yapım var:( kimseye açılamıyorum.  Yaklaşık 1 yıldır kalabalık ortamdayım ama hâlâ atamıyorum üstümden bu çekingenliği. Kimseye güvenemiyorum. İnsanlara olan güvenim o kadar düşük ki günlük bile yazamıyorum güvenmiyorum. En yakın arkadaşım diyebileceğim kimse yok çünkü güvenemiyorum, bağlanma korkusu var bende. Ya giderse korkusu da olabilir. Ben iyi değilim hocam. Değişmek istiyorum artık. 😔😔😔
CEVAP:
Herkes, istisnasız daha mutlu olmak istiyor, mutlu olmak için kendince çaba gösteriyor ve ona ulaşmak için yöntemler buluyor ancak ne yazık ki yine de insanların büyük kısmı kendini yeterince mutlu hissetmiyor.
Bu yolda harcanan paraların, gidilen yoga veya meditasyon derslerinin, falcıların, yaşam koçlarının ve sömürülen umutların haddi hesabı yok.
Üzerinde herkesin hemfikir olduğu bir “mutluluk” tanımı olmasa da genel olarak bir kişinin hayatının toplam kalitesini, “ne kadar olumlu olarak değerlendirdiği” onun mutluluk düzeyidir, diyebiliriz. Bir görüşe göre ise acıdan kaçınmak ve hazzı aramak, insan doğasının temel kurallarından biridir. Mamafih, bu kadar karmaşık hale gelmiş bir yaşam ve bu kadar ilerlemiş bir insan zekâsının, sadece hazzı arayıp, acıdan kaçınarak mutlu olmasını beklemek pek mümkün değildir.
Felsefe tarihinde, mutluluk üzerine en çok fikir beyan eden Epikür, belli bir arkadaş grubu ile birlikte şehrin dışında mütevazı bir hayat süren, kendi ürettikleri sebze ve meyvelerle beslenip, felsefe yapmakla geçen bir hayat yaşamıştır. “Dünya zevkleri” olarak tanımlanan birçok uğraşla hiç ilgilenmemiştir.
Mutluluk Sağlayan Etmenleri Şu Şekilde Sıralayabiliriz;
1) Epiküryen felsefeye göre mutlu olmanın temel koşullarından biri “dost edinme yetisi- dostların olması’dır.” Epikür, “Yanında bir dostu olmadan yemek yemek, sadece aslanlar ve kurtlara özgüdür, insan yalnız kalmamalıdır” der.
2) Bir diğer mutluluk kaynağı, ruhen, fikren ve bedenen özgür olmaktır; istemediğimiz işler yapmak, sevmediğimiz veya inanmadığımız bir kişi için veya bir amaç uğruna çalışmak, mutsuzluk kaynaklarıdır. Gündelik hayatın kavgaları, politika ve siyaset Epiküren felsefeye göre uzak durulması en zaruri olan şeylerdir.
3) İnsanın hayatın anlamı, kendisinin ve bütün varlıkların varoluş sebepleri hakkındaki çarpık ve yanlış düşünceleri olabilir. Bu konudaki yanlış çıkarımlar ve mutluluğu yanlış yerde aramalar iç huzursuzluğumuzun temel sebeplerindendir.
Bu durumu aşmak ancak daha çok okumakla, dostlarla fikir alışverişi yapmakla belki biraz mümkün olur. Düşünmek huzursuzluğu azaltır. Boş, amaçsız ve umarsız yaşamak da kronik bir mutsuzluk sebebidir.
4) Bütün bu sebeplerin dışında esas olarak mutluluğu kalıcı hale getirmek için çok önemli iki kavram vardır. Bu kavramlar: üretkenlik ve anlamdır.
Çalışan insanlar daha mutludur. Problem çözen, ileriye giden, sorumluluk alan ve değer üreten kişiler, kaçınılmaz bir tatmin duygusu içindedirler. TV’yi kapatıp bir yemek davetine icabet etmek, vaktinizi sosyal medyayı takip etmek yerine daha çok kitap okuyarak geçirmek toplam mutluluğunuzu daha çok artıracaktır.
5) Mutlu kişilerin ortak özelliklerinden birisi de, gönüllü olarak hayır işlerinde ve sosyal projelerde görev almalarıdır. Modern hayatla birlikte insanların birbirine ihtiyaçları giderek azalmıştır. Ancak tarih boyunca insan, hep bir yere aidiyet ve sorumluluk hissi ile yaşamıştır. Bu nedenle artık birilerine daha az ihtiyaç duysak bile “birilerinin bize ihtiyaç duymasına ihtiyacımız vardır.” Bu eksiği, sadece karşılıksız ve gönüllü olarak insanlara yardım ederek giderebiliriz. Mecbur olmadığımız halde, insanlar için iyi bir şeyler yapıyor olma duygusu, oldukça tatminkâr bir mutluluk kaynağıdır. İnsan için, yüce bir mefkûreye hizmet etme veya o sosyal topluluğun içinde olma temel mutluluk dinamiklerinden biridir.
6) Çağımızın söz sahibinin dediği gibi: "Gaye-i hayal olmazsa veyahut nisyan veya tenasi edilse; ezhan enelere dönüp etrafında gezerler."
İnsanın bu kısa dünya hayatının gayesi, bu fani ile bakiyi kazanmak, Üstad'ın ifadesiyle, "Fanide bakiye yol bulmaktır."
Hayal, ancak sonsuzlukla, ebediyetle tatmin olur. Satın aldığı her şeyin önce ömrünü, dayanma gücünü merak edip soran insan, kendisinin fani olduğunu bildiği halde, bu dünya hayatından nasıl zevk alabilir? Dünya onu nasıl tatmin edebilir?
İşte, hayalin gayesi olan o ebedî saadet yoluna girmeyen, onu unutan (nisyan) yahut bildiği halde, dünya zevklerinin hatırı için onu unutur görünen, unutmuş gibi davranan (tenasi) bir insanın aklı ve fikri, sadece kendi enesini yani kendi nefsini düşünür, onun menfaatini gözetir, onun tatminine çabalar, onun zevkini esas alır.
Bu hale düşen bir insan, gaye-i hayalden yüz çevirerek enesine yönelir, adeta onun etrafında tavaf eder; ona bir kutsiyet vermek gibi çok aşağı ve zararlı bir yola girer.
Hâlbuki her akıl bilir ki, kalem kendi için yazmadığı, göz kendi yolunu görmediği, ağaç kendisine meyve hazırlamadığı, ayak kendi işine koşmadığı gibi, bu insan da kendi için olamaz. O da bir gaye için yaratılmıştır ve bir yere yolcudur.
Mutluluk için tek cümlelik mucizevi bir formül vermek mümkün değildir, ancak, eğer bu yazıdaki önerilerin büyük kısmı hayatınızda var ancak yine de bir tatminsizlik, boşluk ve mutsuzluk hissi yaşıyorsanız o zaman psikoterapi sizin için doğru bir seçenek olabilir.
Mutluluk dolu nice günler geçirmeniz dileklerimizle…
Psikolojik Destek Ekibi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Son Eklenen