SORU
Selamlar…Benim bir sorum kendim ile ilgili. Bazen çok gereksiz yere (bana göre gereksiz değil) insanları kafama takıyorum. Buda bir süre sonra bende çok feci baş ağrısına sebep oluyor. İnsanların hatasını, yalanını yakalayınca çok kafama takıyorum. Ama bunun bazıları tarafından da umursanmadığını görünce bu beni çok üzüyor. Bu konuda ne yapabilirim? Bu yüzden bazı insanlara karşı da suizan ediyorum ve psikolojim çok kötü etkileniyor. Bana yardımcı olur musunuz? İnsanların hatalarına takılmadan nasıl tevekkülle yoluma devam edebilirim?
CEVAP
Düşüncelere Takılma ve Zaman Kaybetme:
İnsanların olduğu yerde problemlerin olması normaldir. Problemin olabileceğini normal görmek, problemi yok saymak veya önemsememek değildir. Aksine problemlerin olabileceğini öngörerek ona göre tedbirli yaşamak ve önlemler almak demektir.
Aynı ortamda bulunan insanlar arasında küçük de olsa bazı problemler çıkabiliyor. İnsanların birbirleriyle imtihan olması gayet tabiîdir. Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerim’de: “…Biz onların bir kısmını diğerleriyle imtihan ettik.”[ En’âm sûresi, 6/53] buyurmaktadır. İlk insan Hz. Âdem (aleyhisselâm), Cennet’te Hz. Havva ile, şeytanla ve kendi mahiyetinde saklı bir kısım duygularla imtihan olmuş ve yeryüzüne indikten sonra da bu imtihanlar devam etmiştir.
İşte bu imtihanlar silsilesi içinde önemli bir imtihan da, insanların birbiriyle olan imtihanlarıdır. Bu türden imtihanlarda bazen kaybeder ve olumsuz sonuçlarla karşılaşabiliriz. Bu kayıplar bazen mizaçlarla, meşreplerle, bazen de Üstad’ın, “Umur-u hayriyenin çok muzır mânileri olur.” dediği gibi, şeytanlardan kaynaklanabilir. Hepimiz insanız ve birer nefis taşımaktayoruz.Nitekim, Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem), bir hadis-i şeriflerinde: “Herkesin nefsi vardır. Benim de nefsim var…” buyurur. Hadisin devamında Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem), uzun zaman onunla mücadele edip onu hizaya getirdiğini ve neticede kendisine teslim olduğunu bildirir(Her insanın bir şeytanı vardır. Benim de bir şeytanım var. Ne var ki, benim şeytanım bana teslim olmuştur).
Buradan hareketle, herkesin daha baştan bir nefse sahip olduğunu kabullenmesi gerekir. Bu onun ömrünün sonuna kadar imtihan olacağını kabullenmesi de demektir. Böyle bir kabul bize şunu ifade eder: Bizler beşeriz; birbirimizle çekişmeye, hırgür etmeye müsait bir fıtratta yaratılmış olmamız da, bizim tabiat ve fıtratımızın gereğidir. Ne var ki bizim için her zaman bu tür duyguları hayra çevirmek de mümkündür.. ve bize düşen de işte bunu yapmaktır.
Yapılacak ikinci bir önemli husus da, bizler beşeriz, dolayısıyla birtakım kusurlarımızın olması gayet normaldir. Öyle ise böyle bir durumda önemli olan, insanların kusurlarından daha çok, iyi yanlarını görüp takdir edebilmektir. Keşke bu tür arızalar olduğu zaman gözsüz, kulaksız, dilsiz olabilsek de o kusurları görmesek ve herkesi affedebilsek. Ve “O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler..”[ Âl-i İmrân sûresi, 3/134] sırrıyla serfiraz olabilsek.! Ne var ki, çoğu zaman bir türlü bunu yapamıyoruz. Ama az kendimizi zorlasak bu tür bir güzel davranışlarda bulunabiliriz…
Üçüncü ve önemli bir mesele ise, aynı ortamda bulunan diğer kişilerin görülen problemlerin ve kırgınlıkların çözümünde yer almasıdır. Şayet problem kişinin ve onu görüp hissedenlerin üstesinden gelemeyeceği bir boyut kazanmışsa, mesele temelli çözümsüzlüğe sürüklenip kangren olmadan, problem yaşanılan kişilerden uzak durulmalıdır. Yani kontrollü bir şekilde takip mesafesini korumak gerekir. Kaza olamayacağına inanılan uzaklıktan ne anlaşılıyorsa…kişi onu kendisi göre ayarlamalıdır.
Bir başka açıdan meseleye şu şekilde de bakılabilir. Charlotte Bronte’nin ‘Jane Eyre’ romanında dediği gibi ‘Hayat benim için kin beslemek ya da yanlışlara odaklanmak için fazla kısa.’’ Bu kısa ömrümüzü başkalarının heba etmesine fırsat vermemeliyiz.
Dün öldü, bugün can veriyor, yarın henüz doğmadı. Zamanın kıymetini bilinmeliyiz. Hayat pahalı, çünkü sınırlı. 40 yaşındaysanız ve bir 40 yıl daha yaşamayı düşünüyorsanız 2069 yılında başınızda mezar taşınızı bulacaksınız. Ömrümüzü heder etmeme ve zamanımızı kaybetmeme adına ‘YOKSAY’ tuşunu kullanmalıyız. Onun zihninizde canlandırın aklınızın ve kalbinizin bir yerine tuşunuzu yerleştirin. Olaylarla veya olumsuzluklarla karşılaşınca YOKSAY tuşunu kullanın. Bunu başabilirseniz çok rahatlayacaksınız. Bunun için bir süre antrenman ve temrin yapmakta fayda var. Temrin adına kısaca şunları ifade edebiliriz:
• Sana kötü bir şey söylendiği zaman sadece öyle mi de ve YOKSAY.
• Olumsuz bir şey duyduğunda boş ver de aldırma ve YOKSAY.
• Canını sıkan bir şey olduğu zaman Allah kerim de ve yoluna devam et.
• Umutsuzluğa düştüğünde dua ipine sarıl ve azimle çalış. Rabbim çalışana verir de ve mücadeleden sakın vazgeçme.
• Çok hayırsız insan ile karşılaşacak vefasızlığı uğrayacaksın imtihan dünyası de ve YOKSAY.
• Mutluluk çoğu zaman sefere ertelenmiş bir tren gibi bazen geç gelir de, sabret ve bekle ama asla vazgeçme.
• Yaşamak göz açıp kapayıncaya kadar geçip gider. Sen her aldığın nefese keyifle içine çek ve bulunduğun anı iyi yaşa.
• Geçmişin acılarına, yarına hayallerine takılma. 25 Yaşında ölüp, 75 yaşında mezarda olma.
• İstediklerin olmadığı zaman isyan etme. Beni yaratan mutlaka bir hesap yapıyordur de ve yoluna devam et.
• Sana düşen evinin önünü süpürmek ise ilk oradan başla ve Allah'tan karşına hep iyi insanlar çıkarmasını iste.
• İnsanları biriktir ama onları çantada keklik görüp Bülbül avına koşma.
• İnsanlarla gereksiz yere tartışma ve Selam de geç git. Öfkesi zirve yapmış olanlarla yarışıp şeytanin bineğine binme.
• İlk sen özür dile, ilk sen afet ve ilk sen Merhaba de. Sen bunu kendine saygın için yap ve nefsine mağlup olma. O bunu anlamasa sen takip mesafeni koru.
• İnsanlar eleştiri yapmaya bayılırlar. Sadece dinle ve cevap verme. Özeleştiri yap bu konuşulanlar sende varsa düzelt ve yoluna devam et. Ama eğer sen de yoksa hiç kulak asma ve yoluna devam et.
• Yaşarken özü başka sözü başka yüzü başka insanlar göreceksin. Sakın ha insanları yargılama dedikodu yapma. Günahına şahitlik etmiş olsan bile tövbesinden haberin olmayabilir. Bir de onların günahlarını sen üzerine alma.
• Hangi elbiseyi giyiyorsan ona göre davran. Dışın Mevlana, için Ebu Cehil gibi olmasın.
Kısaca, nasıl ki “ kainat boşluk kaldırmaz “ denmiş. İnsan da küçük bir kainat ve boşluğu kaldırmıyor. Başkasının boşluğuna da bir yere kadar müdahale edilinebilir . Kişi kendi boşluklarını doldurmaya odaklanmalı. Kendini bir işe vermeli.
Suizanı önlemek adına , kişinin güzel olan özellikleri yaptığı güzel şeyler hatıra getirilmeli. Çünkü bu düşüncenin ucu bucağı yok.
Niyet okumacılığı yapmaktan kaçınmalı. Şunu mu demek istedi bunu mu yapmak istedi vb .bu bırakılmalı . Bazen de olaya güzel bakmak fazla kurcalamamak gerekir.
Tabiî gönül arzu eder ki, insanlar kendi aralarında imtihan olmasın, imtihan olup da birbirlerini çürütmesin ve en önemli sermayeleri olan itibarlarını ve zamanlarını yitirmesinler; yani arkadaşları nazarında değerini düşürmesin.. hep sahip olduğu itibarla kalsın ve onu kullanarak büyük işler başarabilsinler..!
Her şeyin gönlünüzce ve sizin için hayırlı olana göre olsun. Sağlık, mutluluk ve huzur dolu bir hayat dileklerimizle.
PSİKOLOJİK DESTEK EKİBİ
Bu sayfa: Psikolojik desteğe ihtiyacı olan herkese yardımcı olmak amacıyla, dünyanın farklı ülkelerinde bulunan psikoloji alanında tecrübeli uzmanlar tarafından, takipçilerden gelen sorulara verilen cevapların yayınlandığı "Psikolojik Destek" sayfasıdır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Son Eklenen
-
*SORU:* Benim 4 yaşında bir kızım var. Önceleri onunla vakit geçirirken çok mutlu olurdum. Konuşması beni sıkmazdı, ağlamalarına daha sabır...
-
SORU : Merhabalar Hocam. Allah razı olsun hizmetinizden. Evleneli 5 yıl oldu ve bu beş yılda 1 yılı sadece Türkiye’de yaşadık. Sonrasınd...
-
Soru: Büyük kızım şu an 5 yaşında ve tırnak yeme davranışı sergiliyor. Bütün bu süreç kızımızı da oldukça yıprattı ve yaklaşık 1,5 yıldır tı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.