24 Nisan 2019 Çarşamba

Kendimizi Özgüvensiz Hissediyoruz

SORU:
Hayırlı günler. Esim ve ben Türkiye’de öğretmendik. Almanya’ya geldiğimizden beri kendimizi kişisel konuşmalarımızda bile çok özgüvensiz hissediyoruz. Dil bilmemek ve her isimizde birisine ihtiyacımız olması da bu durumu daha çok tetikliyor tabiki. Sanki konuştuğumuz herkes her konuda bizden çok şey biliyormuş gibi bir çekingenlik çöktü üzerimize. Tevazuun sınırını ayarlayamadığımızı düşünüyorum.
 CEVAP:
Koşmak İçin Önce Emeklemek Gerekir...
Kâinatın halifesidir insan. Bütün zerrelerin hareket ettiği yerde koşmalı, koşamıyorsa yürümeli, yürüyemiyorsa kımıldamalı ama asla durağanlığa teslim olmamalı.
Nisyana mahkûm olmayan insan, rahatlıktan mutlu olmaz, tembellikten zevk almaz ve rehavete müştak bir hayat yaşamaz. Çünkü bilir ki, ‘umum meşakkatin anası ve umum rezaletin yuvası meylürrahat geliyor’. Bediüzzaman’a ait bu ifadede rahat meylinin bütün problemlerin kaynağı gösterilmesi, problemin ciddiyetini ifade babında çok mühim. Düşmanı hafife almak mağlubiyet sebebidir. Tembellik ancak ciddi bir hastalık görülürse aşılır. Yoksa insan alıştıkça alışır. Uyudukça uyumaya, oturdukça oturmaya, durdukça durmaya… Tekrar yola revan olmak istediği zaman yol da yorgunluğu da gözünde büyür. Yeniden başlama zorluğu imtihanı çalar bu kez kapısını. Kimi zaman enerjisi olmadığı için başlayamaz, kimi zamam ertelediği için başlayamaz. Ertledikçe erteler ve hayatın akışını durduran bu ertelemeler bir müddet sonra hayatını kangren eder.
 İSTİYORUM AMA ENERJİM YOK
Birşeyler yapmak istiyorsunuz ama enerjiniz yoksa enerjinizin yeteceği küçük şeyler yapın. Bu küçük şeyleri yaptığınızı görmek sizi yürümeye motive eder ve bu hareketlilikten gelen enerji birikimi daha büyük şeyler yapmanızı sağlar. Asıl hedefe kilitlenince, onun dışında yapabildiğiniz şeyleri küçük olduğu için ya farketmez ya da yapılması gerek diye kendinizi takdir etmezsiniz. Bunun neticesinde, hiç birşeyi başaramıyor hissi oluşur ve bu his motivasyonu eksiltir, motivasyon eksildikçe de yapmak istediklerinizden gitgide uzaklaşırsınız. Bir noktada, olduğunuz halle, olmak istediğiniz hal arasında çıldırtan bir mesafe oluşur. Artık düşman cephesine bir de ümitsizlik katılır, insanın kendine karşı ümitsizliği.
Bu safhaya gelmemek için, yaptığınız küçük şeyleri küçümsemeyin.
Geldiyseniz de, başkasına gösterdiğiniz şefkati kendinizden esirgemeyin. Başarısızlıklar karşısında, ‘ben başarısızım’ diye kendinize uyumsuz etiketler yapıştırmak yerine, ‘bu sefer başaramadım’ demeyi deneyin.
 POZİTİF TELKİN
Negatif tecrübelerin ve duyguların yapışkan bir tarafı vardır. Bu yüzden, olumsuz duygularınızda asılı kalır, başınıza gelen olumsuz tecrübelerinizi zihninizde tekrar tekrar oynatırsınız. Bu durum, hayatınızda hiç birşeyin yolunda gitmediği ve hiç bir zaman da gitmeyeceği uyumsuz düşüncesine sebep olur. Zihninizi, pozitif tarafları düşünmeye biraz zorlamalısınız. Bunu pozitif olumlama yöntemiyle yapabilirsiniz. Örneğin; tekrar dirilmek için kendinize karşı mevcut olumsuz taraflarınızla değil, olmak istediğiniz ideal insanın sıfatlarıyla seslenin.
Bu, kedinin aynada kendini aslan görmesi gibi değildir. Kedi için aslan olmak, imkânsızı tahayyül olan sahte umut sendromudur. Hâlbuki siz mümküne uzaksınız. Uzakları yakın eden ise yakîndir. Bir gün ideal insan olmaya hiç şüphesiz, tereddütsüz inanmalısınız.
Biz beynimize ilham verici bir fikir, düşünce yolladığımızda, o da bedene enerji yollar. Bu durum aslında davranışlarımızın biyolojik temellerine güzel bir örnektir.
Bu anlamda geleceğimizle ilgili belirsizliklerle mücadele etmede beynimizi ve duygularımızı sürekli beslememiz gerektiği aşikãrdır. Malesef çoğunlukla sonuçlarla daha çok ilgileniriz. Oysa sonuçlara anlam kazandıran süreçlerdir. Hem sonuçlar elimizde bile değil. Elimizde olan yalnızca süreçtir. Hem sürece yoğunlaşmak görevimiz. Süreçsiz hiçbir şey olmaz. Allah Kur’an’ın birçok yerinde sabrı tavsiye eder. Sabrın üzerinde durulmasının sebebi sürece uymaktır. Allah bile bize ders vermesi noktasında bir şeye “ol!” demekle hemen olmaz. “Kün” den sonra gelen “feyekün”ün  “fe”sinden bu anlaşılması gerekir. Bundan da süreç konusunun bazı şeylerin oluşmasında insan için ne kadar önemli olduğunu anlamada zorlanmayız. Bütün bunlara rağmen Kur’an’ın “çok aceleci ve çok sabırsızdır” şeklindeki ifadeleri insanın süreç konusunda ne denli ihmalkâr davrandığı açıktır. Onun sürece uymadaki sabırsızlığı kaybedişlerinin en büyük sebebidir.
 PSİKOLOJİK DESTEK İNSİYATİFİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Son Eklenen