Bu sayfa: Psikolojik desteğe ihtiyacı olan herkese yardımcı olmak amacıyla, dünyanın farklı ülkelerinde bulunan psikoloji alanında tecrübeli uzmanlar tarafından, takipçilerden gelen sorulara verilen cevapların yayınlandığı "Psikolojik Destek" sayfasıdır.
26 Nisan 2019 Cuma
EVLİLİK BİLİNMEZİ VEYA DENKLEMİ
( Not: Aile ve evlilik yazılarının çiftlerin her ikisinin de okuması temenni edilmektedir.)
İnsanların farklı demografik özellikleriyle beraber değişik karakter yapılarının olması, bizi sayısız evlilik kombinasyonuna götürür. Bir de mutluluğun, kişiden kişiye değişken bir olgu olduğunu hesaba katarsak evliliği tek bir şekilde formülüze etmek imkânsız hale gelir. Bu yüzden kimseden şunu yapın evliliğiniz kurtulsun gibi ifade beklentilerine girilmemelidir. Zaten bu yazıların da amacı kimsenin evliliğini kurtarmak değil, sadece evli çiftlere farkındalık kazandırıp onlara mutluluğa giden yolları göstermektir. Hiç kimse sizin yerinize o yolda yürümeyecektir, bu adımları atıp o yoldaki engelleri aşmak sizin çabanızla olacaktır.
HER ÇİFTİN KENDİ EVLİLİK DENKLEMLERİ VAR
Başlangıçta bu denklemler basittir. Evlilikten beklentiler ortaya konur ve onlara nasıl ulaşılacağı da teoride bellidir. Evlendikten sonra karakterde daha önce bilinmeyen taraflar keşfedildikçe, çevresel şartlar farklılaştıkça ve birlikteliğin bireylikten başladığı anlaşıldıkça her şey daha komplike ve karmaşık hale gelir. Genele mal olan basit denklemler, ilişkiye özel çok bilinmeyenli denklemler haline gelir.
EVLİLİK BİLİNMEZLİKTİR
Kadın değişir, anne olur mesela, erkek değişir baba olur. Sadece ebeveyn kimliği olarak değil, hasta olur, işsiz olur, zengin olur, sarhoş olur, KHK'lı olur, mülteci olur vs. Dış etkenler bireyi zorlayıp işini, özgurlüğünü, vatanını elinden aldıkça önünde 2 yol daha da belirginleşir. Ya eşler arası muhabbet, bağlılık daha da artar (Bir erkek danışan polis kaldığımız binaya geldiğinde eşim-kendisinin de yakalama kararı olmasina rağmen- biz çocuklarla sana ayakbağı oluruz, sen kaç bari ben tek içeri gireyim dediğini ve hanımının bu davranışını ömür boyu unutmayacağını ifade etmişti.) ya da dış etkenlere etki edemediklerinden birbirlerine daha çok müdahele edip gelen baskılara evliliklerini ezdirirler. Evlilik, öngörülmesi pek mümkün olmayan bir bilinmezliktir.
Nikâh memuru da, bu bilinmezliğe vurgu yapar. İyi günde, kötü günde, hastalıkta, sağlıkta… kâbul ediyor musun? Ve artık bunlara eklenmiş olan gurbette, surgünde vs. İnsan bildiği için değil, iyiyi düşlediği için EVET der.
Bu soruda sadece sadakat değil, hayatın değişkenliğine uyum becerisi de sorgulanıyor. Bu beceri bir koruyucu madde niteliğinde, evliliklerin uzun ömürlü olmasını sağlar. İnsan değişime ne kadar açıksa, kendini farklılaşan durumlara o kadar kolay adapte edebilir. Kusurlarını farkeder, değiştirir ve kendini değiştirdiği için ilişkisi gelişir.
BİLİNMEZLİĞİN ÇARESİ DEĞİŞİMDİR
İnsan olduğu gibi kalmaz, evliliğin başında bildiği basit denklemlerle komplike durumları çözmeyeceğini bilir ve daha geniş düşünmeye başlar. Sorunu çözmeye bir bahane olarak “karakterim bu” demez ve her karakterde her sorunu çözebilecek bir tarafın olduğuna inanır. Kendinde o yanı bulmaya çalışır, yoksa da olması için uğraşır.
“Ben buyumcular” kabul bekler, “Değişimciler” kabul eder. Hatasını kabul eder, yanlışını itiraf eder. Kulakları açıktır ve dinler. Dinlemek ilişkileri iyileştirir, yargılamadan hareket etmeyi öğretir. Yargılamadığı için, bir hata ve kusurda eşini silmez, evliliğini bitirmez. Kendisinin değişeceğini düşündüğü gibi, eşinin de düzeleceğine inanır ve buna çaba sarfeder.
NASIL DEĞİŞEBİLİRİM?
Değişim kolay değil. İnsan beyni otomatik olarak değişmeye direnç gösterir. Bu yüzden zihnin konfor alanından sıyrılmak için ciddi manada enerji sarfetmek gerekir. Bu zorluğun neticesi olarak da kişi, evliliğindeki olumsuz durumlar karşısında, kendini değiştirmekten ziyade daha kolay olanı tercih eder; örneğin terketmek veya suçlamak.
Beyin birbirine zıt iki görüşü aynı anda tutamadığından, hem suçlayıp hem değişmek mümkün değil. Dolayısıyla, değişime açık olabilme yetisi kazanmak veya mevcut değişim kapasitesini artırmak için, önce buna engel olan uyumsuz düşünceleri (suçlamak gibi) tanımlamalısınız ve sonra iradi olarak onların yerini “değişebilirim” inancına bırakmalısınız.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Son Eklenen
-
*SORU:* Benim 4 yaşında bir kızım var. Önceleri onunla vakit geçirirken çok mutlu olurdum. Konuşması beni sıkmazdı, ağlamalarına daha sabır...
-
SORU : Merhabalar Hocam. Allah razı olsun hizmetinizden. Evleneli 5 yıl oldu ve bu beş yılda 1 yılı sadece Türkiye’de yaşadık. Sonrasınd...
-
Soru: Büyük kızım şu an 5 yaşında ve tırnak yeme davranışı sergiliyor. Bütün bu süreç kızımızı da oldukça yıprattı ve yaklaşık 1,5 yıldır tı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.