8 Mayıs 2019 Çarşamba

Yaşayana da etrafındakilere hayatı dar eden Sosyal Fobi

*SORU:*
Esimde sosyal fobi var. Rahatsızlığı sadece onu değil hepimizin hayatını maddi manevi etkiliyor.  Psikolog ve psikiyatr tedavisine başlamıştı ama ikisini de bıraktı faydası olmadığı düşüncesiyle. Rahatsızlığı ciddi. Eve ziyaretimize misafir geleceğini öğrendiği andan itibaren stres başlıyor kendisinde. Bize de yansıyor doğal olarak. Öğretmen kendisi ve dershanede çalışıyordu fakat öğretmenler odasında olmak bile onu rahatsız ediyormuş. Veli toplantısı hiç yapamıyormuş. Bunları yeni öğrendim. Dil kursuna başlamıştı ve bıraktı. Zaten çok nadir gidiyordu. Aile ortamında (akrabaların olduğu) bir hikâye anlatıyorken tarihle ilgili baygınlık geçirdi bir keresinde mesela. Ne yapabiliriz? Artık içinden çıkılmaz bir hale geldi bu bizim için. Çünkü sıfırdan bir hayat kurmamız lazım ama biz bu sebeple hiç bir şey yapamıyoruz.

*CEVAP:*

Sosyal fobi, kişinin tanımadığı insanlarla karşılaştığı, başkalarının gözünün üzerinde olabileceği ya da birden fazla toplumsal durumda belirgin ve sürekli bir korku duyması, küçük duruma düşeceği ya da utanç duyacağı bir biçimde davranacağından korkması ve anksiyete belirtileri yani endişe belirtileri göstermesidir.
Psikiyatrinin temel kitabındaki tanımı; kişinin yabancılarla ya da diğer kişilerin incelemesiyle karşı karşıya kaldığı sosyal veya performans durumlarında belirgin ve sürekli bir şekilde korku duyması…

İnsanlar küçük duruma düşmekten, gülünç duruma düşmekten korktukları için yemek yemeye gitmiyorlar, tuvaletlere gitmiyorlar, başkalarının önünde imza atmıyorlar, başkalarının önünde yazı yazamıyorlar. Yazı yazma korkusu çok özel bir şey, başkalarının önünde yazı yazamıyor çünkü yazı yazarsa başkalarının kendisine bakıp eleştireceğini düşünüyor. Mesela başkalarının önünde yemek yiyemiyorlar, yemek yersem lokmalar boğazıma dizilir, beni gözledikleri, beni izledikleri inancıyla rahat edemem, diyorlar.

Sosyal fobisi olan insanlar diğer insanlarla iletişime girerken göz kontağı kurmaktan kaçınırlar, çoğu zaman başka insanların gözlerine bakmakta zorluk çekerler, çoğunlukla sosyal iletişimin en az düzeyde olacağı işleri seçerler ve ellerini ceplerinden çıkarmamak, kendilerini güvende hissetmelerini sağlar. Bunun gibi mesela sürekli telefonla dolaşan insanlar da aslında bir anlamda telefondan medet ummaktadırlar. 

Sosyal fobiklerin günümüzde çok önemli bir sığınağı var, normal dünyada birebir insan ilişkisi kurmakta zorlanan kişiler internete sığınıyorlar, internetteki sanal ilişkilere sığınıyorlar ve sosyal paylaşım sitelerinde arkadaşlık ilişkilerini geliştirmeye çalışıyorlar. Bununla ilgili değişik çalışmalar var. Hakikatten sosyal fobisi olan ağır çekingenliği olan insanların internetteki sosyal medyada çok etkili oldukları, oralarda çok iyi arkadaşlıklar kurabildikleri fakat bu arkadaşlıkların çok çok azını gerçek dünyaya taşıyabildikleriyle ilgili veriler var.
Olumsuz değerlendirilip aşağılanma konusunda çok büyük bir korkuları vardır ve hep kendileriyle ilgililer. Ağır çekingenliği olan insanlar hep yanlış yapacağım, hata yapacağım diye düşünüyor ve aslında mesele şu; kendi iç sesi de hata yapabileceğini söylüyor. *Dolayısıyla bunun anne babalara mesaj olarak gidecek kısmı ise şöyle;* çocuklarımızı çok fazla eleştirerek büyüttüğümüzde, yapamazsın, edemezsin, beceremezsin dediğimizde bizim sesimiz yavaş yavaş çocuklarımızın iç sesi haline geliyor. Anne babaların çocuklukta onların ruhuna ektiği tohumlar çok geçmez beş on sene içinde filizlenir. Sürekli yapamazsın, edemezsin, başaramazsın gibi negatif mesajlarla büyütülen çocuklar günü gelir gerçekten böyle olduğuna inanmaya başlarlar ve hayatta inisiyatif alamayan pısırık insanlar haline gelebilirler. Demek ki anne babalıkla ilgili en önemli şeylerden bir tanesi çocuklarımızla ilgili genel kapsayıcı, onların kişilikleriyle ilgili genel ifadeler dile getirmeyeceğiz. “Sen çok akıllısın, sen çok harikasın, sen işe yaramazın tekisin, sen beş para etmezsin, sen hiçbir işi başaramazsın” demek yerine “sen ödevini çok güzel yaptın oğlum aferin, ödevlerini gerçekten çok zamanında bitiriyorsun, bu huyunu çok takdir ediyorum ya da oğlum zamanında hiç uyanamıyorsun, bu konuda kendini biraz disipline etmen lazım.” Yani davranışlar üzerinden övgüler sağlamak, çocukları ne göklere çıkarmak, ne yerin dibine batırmak, yaptıkları olumlu şeyleri övmek, olumsuz şeyleri yermek ama yererken de genel ifadelerden kaçınarak daha olumluya sevkedici ifadelerde bulunmak şeklinde olmalı.

Sosyal fobiklerin bilişsel çarpıtmalarından en önemlilerden bir tanesi sosyal durumlar. Toplumsal durumlar tehlikeli, toplumda ben zor duruma düşebilirim, düşüncesi var. Bu tehlikeden uzak durmak için bir tek şartım var; mükemmel görünmem lazım, diyorlar. Hiç kimse mükemmelliğe ulaşamaz, hiç kimse mükemmelliği tam manasıyla başaramaz. Dolayısıyla ihtiyaç duyduğum niteliklere sahip değilim, o halde ben insanların önüne fazla çıkmayayım, gibi bir kestirme sonuca varıyorlar.

*SOSYAL FOBİ ÇEVRESEL Mİ KALITSAL MI?*
Hem çevresel etkenler var hem kalıtsal etkenler var. Anne ve babada aşırı çekingenlik varsa çekingenliğin görülme ihtimali fazla. Anne ve baba aşırı cezalandırıcı, aşırı kınayıcı insanlarsa yine çekingenliğin görülme ihtimali fazla. Eğer kişi soru sormanın, kendini göstermenin kınandığı bir ortamda büyüyorsa, birazcık öne çıktığı zaman azarlanıyorsa, birazcık kendini gösterdiği zaman hep ayıplanıyorsa, böyle ortamlarda sosyal fobi gelişme riski yine fazla ama sadece bunlarla sınırlı  değil tabii ki.

*SOSYAL FOBİNİN TEDAVİSİ*
Kendi karakterlerinin böyle olduğunu zannederler ve asla değişemeyeceğine dair inançları fazladır. Oysaki bu durum karakterleri değildir, bu bir rahatsızlıktır. Kesinlikle tedavi edilir ve ilaç tedavisi ile terapi değişime ön ayak olur.

Kendi durumlarının düşündüğünden daha sakin ve rahat hareket etmekle dengelenebileceği inancına sahip olmalıdırlar. Göz teması kurmaktan tedirgin oldukları için öncelikle bunun zararlı olmayacağı düşüncesinde olmalıdırlar. Bu konuda evde aileleri ile sık sık pratik yapabilirler aslında. Eğer sorun bedenlerini de etkiliyorsa beden kontrolünü öğrenmeleri gerekmekte ve stres yönetiminin nasıl yapılacağını bilmelidirler. Bedensel egzersiz, rahatlama hareketleri, düzenli nefes alıp verme vs yararlı olacaktır. Her şeyin mükemmel olması gerekmediğini, herkesin pek çok hata ve eksik ile yaşamlarını devam ettirdiklerini ve ilk izlenimin sanıldığı kadar önemli olmadığını sık sık kendilerine telkin etmeliler. Bireysel terapinin ışığında grup terapisinden de fayda görürler.

*Çevrelerindeki bireyler ne yapmalılar?*
Öncelikli olarak bu durum uzun yıllardır devam ettiği için düzelmenin bir anda olmayacağını, zamana yayılması gerektiğini kabul etmeliler. Değişimin bir anda olmayacağı bilip sabırlı olmalılar.
Durumu abartmadan destek olunmalı ve işe yarar olduklarını her kişi hissetirmelidir. Olumlu olan her durum söylenmeli, olumsuzlukların da sanıldığı kadar korkutucu olmadığını aktararak yanlış bakış ve algılamaları hakkında yüzleştirmek lazımdır. Çekinerek yanaşmak değil, aksine birçok kişinin de çekinceleri olduğunu ve sadece kendilerini izlemek ve dinlemek yerine etrafa bakmalarını da temin etmek ve değerlendirmelerini öyle yapmalarını sağlamak iyi olacaktır. Bununla ilgili uzman desteği alınabilir, aşırıya kaçmamak şartıyla internette sosyal fobik bireylerin olduğu online terapi gruplarına katılınabilir.

*PSİKOLOJİK DESTEK İNSİYATİFİ*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Son Eklenen