10 Mayıs 2019 Cuma

Mutsuzluk ve umutsuzluk içindeki kısır döngü

*SORU:*
Sorunlarıma nasıl başlayacağım bilmiyorum. Şuan biz 2 kızımla beraber .....’dayız ve eşimle oğlum .......'da.  8 yaşında şuan kampta kalıyoruz ve 2 aile mutfak ve banyosu ortak bir yerde kalıyoruz. 3 çocuk onların 2 de bizde 5 çocuk var. Hepsi de 6 yaş ve altı. Benim 3 yaşındaki ki kızım gece uyurken sürekli dişlerini gıcırdatıyor ve gergin. Gündüz altına bilerek yapıyor ve sürekli bebek olmak istiyor.  Çok yorucu bir süreç hepimiz yorulduk ve kendimde açıkçası çocuklarım olmasa kendimi salacağım. Üzerimde bir ağırlık ve sanki hep otur bir şey yapma diye telkin ediyor. Sırf çocuklardan dolayı onların istediği şeyleri mutlu olsunlar diye yapıyorum ama fark ettim ki kendim mutlu değilim.

*CEVAP:*

Bu yazıyı okuyup, benzer süreçleri yaşayıp da bu zor dönemlerden geçerken psikolojisi alt üst olmuş pek çok  kimse vardır herhalde.
Düzen bozuldu mu insanın psikolojisi doğal olarak bozulur; daha stresli, daha endişeli, daha gergin, daha hüzünlü, daha mutsuz olur. 
Psikolojisi bozulunca, işlevselliği bozulur, potansiyelini, öz kaynaklarını kullanamaz, verimliliği azalır. Daha basit bir ifadeyle insanın canı hiçbir şey yapmak istemez. İşin kötüsü, bozuk bir makinenin iş görememesi gibi, kapasitemizi tam kullanamadığımızda bu zorluklarla baş etmemiz daha da zorlaşır. Yani hiç farkına bile varmadan bir kısır döngü içine giriveririz.

Mutsuz olunca evde oturmak, evde oturdukça daha da mutsuz olmak, daha da mutsuz olunca iyice eve kapanmak gibi... Ya da gergin olunca iş yapamamak, iş yapamayınca daha da gerilmek, daha da gerilince iyice atıl kalmak, işi bitirememek, para kazanamamak ve sonucunda daha büyük sorunlar yaşamak gibi...
Bu kısır döngüden çıkabilmek için mutlu olabilmenin yollarını öğrenmek gerek.

Bu konuyla alakalı daha önce farklı yazılarımız da olmuştu. Bu yazıda da farklı bir acıdan ele almaya çalışalım. Öncelikli olarak kaliteli ve mutlu bir yasam için zaman tanzimi çok önemli. Bu sayede hayatımız bir düzen içerisinde ilerler ve düzen insan hayatındaki gizli mutluluk kaynaklarından biridir. Mutlu insanlar, zamanlarını daha iyi yönetiyorlar. Dolayısıyla hayatlarını istedikleri gibi kontrol edebiliyorlar. 24 saat içinde ne kadar çok şey yapabildiklerini keşfettikleri için de zaman öldürmeden, hedeflerine küçük adımlarla ve organize bir şekilde ulaşabiliyorlar.
Mutlu insanlar daha fazla gülümsüyorlar. Araştırmalar, gülümseme taklidi yapsanız bile daha iyi hissedebileceğinizi söylüyor. İsterseniz bir deneyin. Önce suratınızı asın, sonra gülümseyin. Hangisi daha iyi hissettirdi?

Mutlu insanların çeşitli uğraşıları var ve bu uğraşıları yaparken kendilerini unutabilecek kadar yoğun bir şekilde meşgul olabiliyorlar; bu ister bulmaca çözmek olsun, ister örgü örmek... Kendi becerilerine, ilgilerine yakın olan işler yaparken iyi hissettiklerini biliyorlar ve her fırsatta bunları yapmaya çalışıyorlar.
Artık bütün araştırmalar gösteriyor ki hareket etmek insana kendini iyi hissettiriyor. Mutlu insanlar hareket etmeyi seviyor. Yürüyüş, koşu, yüzmek, aklınıza ne gelirse gelsin üşenmeyin yapın, yeter ki hareket olsun. 
Mutlu insanlar, bedenlerine ihtiyaçları olan molayı da veriyor. Düzenli uyku, dinlenme, kestirme, kendini yenilemek için şart. Uykusuzluk ve depresyon arasında bir bağ olduğu biliniyor. Uykusuzluk insanı daha hassas ve gergin yapıyor. Olumsuzluklarla baş etmeyi zorlaştırıyor. Ayrıca güçlü başağrılarına sebep olduğundan sağlıklı düşünmeyi de engelleyebilir. İçi duman dolu bir odada ne yaparsak yapalım sağlıklı nefes alamayız. Aynı şekilde ruh dünyamızda bazı degişikliklerin oluşması için de küçük de olsa fiziksel değişimler gerekmektedir.

Hepimizin bir “eleştirel iç ses”i vardır. Kimi insanda bu ses çok daha yüksek volümle, çok daha sık ve daha saldırgan konuşur. Bu seslerle baş etmeyi öğrenmek ve mantıklı olmayan iç seslere karşı gelebilmek, iç huzuru yakalamanın önemli koşullarından biridir.

Başkalarıyla zaman geçirmek için kendilerini zorlayan insanlar, birileriyle vakit geçirmenin daha iyi hissettirdiğini biliyorlar. Kötü hisseden kişi kötü düşünceler içindedir. Yalnız kaldığında kafalarının içinden bu kötü düşünceler dışında düşünce geçmez, bu düşüncelerin bazen rasyonel olmadığını bile fark edemezler, kendilerini çözümsüz, çaresiz hissederler. Başkalarıyla vakit geçirirken hem bu düşüncelerin acımasız çarkından kurtulur hem de olaylara karşı daha objektif fikirler duyabilirsiniz. Birebir biriyle görüşemeyecek olsanız bile, parka gitmenin, sokakta yürümenin, insanların arasına karışmanın insana kendini daha iyi hissettirdiği ispatlanmıştır.

Sorumluluğunu almadığınız hiçbir şeyi değiştiremezsiniz.
Bu yüzden ne zaman ki mutluluğunuzu sizden başka bir şeye ya da birine bağlamaktan vazgeçerseniz mutlu olma olasılığınız artacaktır.

Ne demişler, ” *Eğer yumurta dışarıdan gelen bir güçle kırılırsa hayatı sona erer. İçeriden gelen bir güçle kırılırsa hayatı başlar.”* 

*Çocuğunuzla ilgili olarak:*
1)- Sağlık sorunu kontrol edilmeli. Varsa hastalığı tedavi edilmeli.
2)- Beslenmede lifli gıdalar dışkı kontrolünü artırır.
3)- Düzenli tuvalete çıkması sağlanmalı ve temizliğine önem verilmeli.
4) Gecikmiş tuvalet eğitimi çocukta böyle bir inatlaşmaya sebep olabilir. Bunu koz olarak kullanıyor olabilir.
5) Diş gıcırdatmasını engellemek için bir diş doktorundan aparat temin edilip, geceleri taktırılabilir.

Bunların dışında hem kendiniz hem de çocuğunuz için bir uzmandan destek alabilirsiniz.
Size ve ailenize sağlıklar ve esenlikler.

*PSİKOLOJİK DESTEK İNSİYATİFİ*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Son Eklenen