*SORU 1:*
Bizim problemimiz 7 yaşındaki oğlumuzun cinsel organıyla oynuyor olması. Bunun uygunsuz bir davranış olduğunun farkında ki, biz yanında yokken yapıyor. Bu yüzden genelde yalnız kalmak istiyor. Bunu herhangi bir yerde görerek mi yaptığını sordum. “Hayır, sadece hoşuma gidiyor” dedi.
*SORU 2:*
6 Yaşındaki oğlum strese girdiği zaman cinsel bölgesini kaşımaya başlıyor. Niçin yapıyorsun diye sorduğumuzda istemsiz yaptığını söylüyor. Şimdi anaokuluna başlayacak ne önerirsiniz?
*CEVAP:*
*Çocukların Cinsel Organıyla Oynaması*
Çocuğunun cinsel organıyla oynadığını gören anne babalar paniğe kapılıp ne yapacaklarını nasıl tepki vereceklerini bilemiyorlar. Ebeveynler kimi zaman en doğru tepkiyi bulmak için araştırma yapıyor, kimi zaman durumdan utanıp yok sayıyor, kimi zaman çocuğu cezalandırıcı bir tutum sergiliyor, bazı durumlarda ise çocuk erkekse bu konuda gülüşmeler şakalaşmalar olabiliyor.
Cinsel organıyla oynama ve ya çocukluk çağı mastürbasyonu olarak adlandırılan bu durum, aslında çoğunlukla çocuğun raslantısal olarak haz aldığını keşfettiği ve sonrasında devam ettirdiği bir davranış. Keşif durumunu fiziksel etmenler, dış uyaranlar ve tabiki merak tetikliyor.
Sebepleri rastlantısal, psikolojik ve çağrışım yoluyla meyil şeklinde üçe ayırabiliriz.
*1.* Rastlantısal olarak gelişen durumlar da, çocuk farklı sebeplerle elini cinsel organına götürüyor ve aslında hiç farkında olmadan uyarılma gerçekleşiyor ve bunu farkettikten sonra davranış istemli bir şekilde devam edebiliyor. Bu rastlantısal durumları şöyle sıralayabiliriz:
*A.* Genital bölgenin iyi temizlenmemesi ile oluşan rahatsızlık hissi ve kaşıntı,
*B.* Alerjik durumlar ve benzeri deri hassasiyetleri,
*C.* Dokusu veya beden ölçüsü nedeniyle rahatsızlık hissi veren iç çamaşırları ve kıyafetler çocukların fiziksel olarak cinsel organıyla oynamalarına sebep olabiliyor.
Çocuğa verilen tepkiler de bu durumu tetikleyebiliyor.
*2.* Çağrışım yoluyla meyil oluşturabilecek sebepler: Çocuk bilinçli ya da bilinçdışı onun merakını tetikleyecek durumlarla karşı karşıya kalıp uyarılma hali yaşayabilir ve bunu sonrasında istemli olarak kendisi devam ettirmek isteyebilir. Bunlara örnek olarak;
*A.* Aşırı titiz bakım veren kişilerin genital bölgeyi aşırı düzeyde temizlemek suretiyle uyarmış olmaları,
*B.* Araba koltuğunda ya da mama sandalyesinde bulunan emniyet kemerinin çocuğu uyarması,
*C.* Çocuğun bu davranışı yapan bir akranını model alması,
*D.* Bir yetişkinle banyo yapması,
*E.* Mahremiyete uygun olmayacak şekilde bir yetişkinle birlikte uyuması,
*F.* Anne ya da babayla eş ilişkisine benzer bir ilişkinin olması, çocukta uyarılma halini tetikleyebilir ve çocuk cinsel organındaki bu uyarılma halini sonrasında yine aynısı olacak mı acaba diyerek kendisi deneyebilir.
*3. Psikolojik sebepler:*
*A.* Bazen çocuklar kaygıları ile başedebilmek için veya kendisine ayrı bir uyaran oluşturabilmek için bu davranışı yapabilir. Bu alanlar ile ilgili sorun düşünülüyorsa nedene uygun davranmak mantıklı olacaktır.
*B.* Kontrolsüz bir şekilde çocuğu uzun süre yalnız bırakmak yani ebeveyn ilgisizliği de çocuğu bunu yapmaya itebilir.
*C.* Huzursuz aile ortamı da çocuğun aşırı şekilde kaygı yaşamasına ve kendi problemleriyle meşgul anne baba çocuğu yalnız bırakmak suretiyle bu davranışın ortaya çıkmasına sebep olabilirler.
*ÖNERİLER:*
Çocuklardaki merak duygusu ve yeni şeyler keşfetme heyecanı çocuğun gelişimi için oldukça sağlıklı bir durum. Hiç bir durumda amacımız çocuktaki merak duygusunu söndürmek olmamalı. Yaşamını sürdürmek amacıyla dış dünyayı tanıma güdüsüne sahip her canlı gibi insanlar da ilk olarak kendi bedenlerini keşfetmeye ve ellerini kullanmaya başlar. Oyuncaklarına uzanması onları tutması, atması bunlara birer örnektir. Büyüdükçe kendi bedenini merak etmesi ve genital bölgesine dokunduğunda da haz duyması oldukça normal ve sağlıklı bir durumdur. Çocuklar oyunlarında nasıl yapıp bozup yeniden yaparak eğleniyorlarsa bedeni ile de aynı oyunu oynayabileceğini düşünebilirler. Böyle yaparsam yine aynısı olacak mı sorusuna yanıt arıyor olabilir.
Bu konuda çok önemli bilinmesi gereken bir durum vardır. Hiç bir zaman çocukluk dönemi masturbasyonu ile yetişkin cinselliğinin karıştırılmaması gerekir. Çocukların bu davranışlarına yetişkin cinselliği ile ilgili anlamlar yüklemek çok yanlıştır. Çocuk açısından özellikle normal toplumsal ahlaki değerlerin daha henüz oturmadığı 6 yaş öncesinde bu davranışın pek çok farklı alanda yapılması normal olarak değerlendirilebilir. Bu konuda en çok üzerinde durulması gereken konu bu sürecin yetişkinler tarafından anlamlandırılması ile ilişkilidir. Her ne kadar davranışlar genital bölgeye yoğunlaşmış olsa da çocuk açısından değerlendirildiğinde bu; saçını kaşımak, parmağını emmekten farklı bir durum değildir. Çocuklar bu davranışlarında 12 yaşına kadar cinsel birleşmeyi düşünmezler. Onlar açısından bu davranışın toplumsal kurallar çerçevesinde anlaşılabilmesi ise 6 yaşından sonra olmaktadır.
Ayrıca çocuk bunu yaparak kendi biyolojik, psikolojik ya da toplumsal gelişimine herhangi bir zarar vermemektedir. Asıl zarar bu durumla karşılaşıldığı zaman verilen tepkilerle ortaya çıkar. Verilen tepkinin şiddetine göre çocuğun suçluluk duymasına, korku hissetmesine, yalan söylemesine ve gizli gizli birşeyler yapmasına sebebiyet verebilir. Belki bir iki denemeden sonra sönecek bir davranışın pekişmesiyle çocuğun kendine fiziksel zarar vermesine bile sebep olabilir. Bazı durumlarda da çocukluk yıllarında yaşanmış olumsuz bir olayın yetişkinlikteki cinselliği etkilediği görülmüştür.
Çocuğun bunu gelişimsel süreç içinde merakından ya da kendini tanımak için yapması normal kabul edilmekle birlikte, kendine zarar vermesini önlemek için bu davranış engellenmek istenebilir. Çünkü kimi zaman kullanılan başka materyaller ya da sürtünme çocuğun cinsel organına fiziksel olarak zarar verebilir. Ayrıca doğru destek ve doğru müdahele olmadığında bazen çocuklar bu davranışı aşırı sıklıkta sergileyebilir. Bunun sonucunda aşırı yorgunluk belirtisi, terleme ve yuvadaki etkinliklerden mahrum kalma olabilir. Tıpkı tuvalet eğitiminde olduğu gibi cinsellikle ilgili ilk yıllarda kazandırılması gereken en önemli konu bedenimizin özellikle cinsel bölgelerimizin ve cinsellikle ilgili süreçlerin mahrem ve bize ait olduğudur. Burada temel amaç çocuklarımızı dış tehlikelere karşı ürkütmeden koruyup kollayabilmektir.
Anne babalar kızma cezalandırma ya da üzerine şaka yapma gibi çocuğun davranışının ilgisini çektiğini gösteren tepkiler vermemeli. Çocuğu utandırmamalı. Çocukları uzun saatler boyunca ilgisiz bırakmamalı. Çocuğun cinsel organıyla genellikle ne zaman oynadığına dikkat etmeli: Odada yalnızken, televizyon karşısında, bir konuda ısrar ettiğinizde. Bu zaman dilimlerinde çocuğu meşgul edecek etkinlikleri anne babalar konuşup planlamalı. Durumu tetikleyen anne baba davranışları ortadan kaldırılmaya ya da değiştirilmeye çalışılmalı. Örneğin genellikle bu davranış uyku öncesi sergileniyorsa uyku saatleri biraz ötelenebilir, böylece çocuk çok uykusu geldiği için yatar yatmaz uyuyacaktır. Anne babalar bu konu üzerine uzun konuşmalar yapınca hemen çözüleceği düşünülmemeli. Onlar daha çocuk, davranışı unutturmak en kolay çözüm. Bu nedenle ödül veya ceza yöntemlerine başvurmamalı. Ebeveynler kendi endişelerini yatıştırmalı ve çocukların yaş gelişim özelliklerine dair bilgi dağarcığını artırmalı.
Eğer çocuğun bunu kaygısıyla başetmek için yaptığını düşünüyorsanız, kaygılandığı durumları tespit edip çocuğunuzun yeniden kendini güven ortamında hissetmesini sağlayabilirsiniz. Anne babaların çocukları üzerinde çok güçlü bir telkin etkisi vardır. Eğer o güne kadar çocuğunuz üzerinde güven sarsıcı birşey yapmadıysanız sadece konuşarak bile onun güvende hissetmesini sağlayabilirsiniz. Daha derinlerde bir kaygı ya da başetmekte zorlandığı birşey olduğunu düşünüyorsanız bunu mutlaka bir uzmanla konuşmalısınız.
Bu meselede önemli bir konu, hayatın planlanması ve pek çok etkinlik ile doldurulması çok işe yarar. Hayat boşluk kabul etmez. Spor, sanat, eğlence, oyun, hobiler, kitap okuma, ev işlerine yardım, kardeşleriyle ilgilenme, ders çalısma, uyku, televizyon, bilgisayar, gezmek, konuşmak ve dinlenmek konularında öyle planlamalar ve faaliyetler olmalı ki çocuğun hayatında boşluklar olmamalı. Anaokuluna gitmesi onu büyük oranda olumlu etkileyecek. Çoğu sorun kolayca yok olacak. Çünkü orada ciddi bir planlama ve meşgul etme var. Bunu yapmak zorundalar. Çünkü hem görevleri hem de bunu yapmasalar çocuklarla baş edemezler. Aileye düşen bu yoğunluğu ve disiplini değişik bir şekilde evde de devam ettirmektir.
Sebebi ne olursa olsun çocuğunuzun bu davranışını gözlemleyin ve eğer bu davranış onu oyun oynamasından alıkoyuyor, arkadaşlarının yanına gitmek istemiyor ve sık sık bunu yapmak istiyorsa yine bir uzmandan yardım isteyin.
*PSİKOLOJİK DESTEK İNSİYATİFİ*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.